Tuesday 22 April 2014

Kronik Sisko

Bugun gune Izzet Capa'nin Kronik Sisko yazisini okuyarak basladim. "Turkiye'de o kadar olay oluyor, sen oturup abuk sabuk bir kose yazisiyla mi basliyorsun gune" geyigi istemem! Pek tabi ki onlari da okuyoruz ama Osman Muftuoglu'na, Dr Oz'e ve her turlu diyet/saglikli yasam yazisina karsi zaafim var, okumasam olmaz! Hadi tamam, itiraf ediyorum, bunun oncesinde Guzin abla'nin su yazisini da okudum basliga dayanamayip! Turkiye'de hala Guzin ablaya yazan insanlarin olmasi her seferinde sasirtiyor beni, baya uzucu bir durum kanimca.

Her neyse konumuz siskoluk. Oncelikle Capa'nin yazdigi olay yalan dolan bence - boyle uzaktan cok guzel atip tutarim :) Ama haksiz miyim? Sen adamin butun yeme icme aliskanliklarini ogren, evine gunluk belirli kalori limitinde yemek gonder, spor yaptirt, sonra neymis makina zayiflatmis! Makina bence olayin piskolojik yani, tamamen bir placebo etkisidir diye dusunuyorum. Sen zaten karsindakini belirli bir sinira sokuyorsun, karsindaki de gaza gelmis durumda, gerisi tamam iste. 6 ay sonra su eve gelen yemekler bitsin, bu terapisti daha az gormeye baslasin, sonra tekrar yazsin bakalim ne olmus sonuc?!

Simdiye kadar okudugum ve annemin, ki kendisi yemek ogretmeni ve bu konuda oldukca bilge bir insandir, bikbiklenmelerinden anladigim kadariyla bu siskoluk olayi, hormonel bozukluklari gozardi edersek eger, tamamen bir denge isi. Her gun her seyden bir miktar yemek gerekiyor, onemli olan o "miktar"in insanin bunyesi icin hangi seviyede dogru olduguna karar verebilmekte.

Mesela bazi diyetler ekmek yememeyi ongoruyor, bir hafta ekmek yemiyorsun, agzinin icinde aft cikiyor - neden? Cunku B vitamini eksikligi oluyor. Sonra bazilari cok fazla meyveye abaniyor, sonra n'oluyor, aaa kilo verilmiyor, cunku gunde senin alman gereken seker miktari yaklasik 25gr iken sen o meyvelerden ve meyve sularindan bunun on katini aliyorsun neredeyse. Sonra bir de et yogunluklu diyetler var, bunlarin da uzun vadede damar sertlikleri vs seklinde cok pis geri donumleri oluyormus insana yazilan cizilene gore.

Yillardir bir dikkat etmis bir salmis bir insan olarak yegane kesfim bu benim iste, denge! Uzun vadede dengeyi tutturabilip sporu da duzene sokarsak hayat cok daha saglikli, vucut da cok daha fit bir hale gelecek :)

Gelecek diyorum cunku hala gelemedi, hala ugrasiyorum hayattaki saglikli yasam dengesini oturtabilmek icin. Itiraf ediyorum istahi acik bir sevgiliyle durum daha da zor! Sunu yesek mi dediginde "hani saglikli yasamdi, bosver onu, cikar elmalari" deme rolu hep bende, o nedenle biz benim istahim cercevesinde dengeliyiz :)

Ama olayi tabi sadece benim istahima da birakmiyoruz, zayif oldugumuzu bildigimiz noktalardan kacinmaya calisiyoruz. Oturup eve kola almiyoruz, iceceksek disarda nadiren icmeye calisiyoruz.  Markette karisik findik fistik olsun, kocaman kaplarda dondurmalar olsun - goruyoruz, almiyoruz! Kocaman iki kiloluk dondurma alip evde iki gunde binlerce kalori almak yerine gidip disarda iki uc top yiyip istahimizi bir sureligine kesiyoruz. Kalori almiyor muyuz, yine aliyoruz ama en azindan daha az almis oluyoruz.

Sevgili bundan mutlu mu? Tabi ki hayir :) Periyodik olarak "bu evde neden bir tane bile sagliksiz bir sey yok?!?" diye soylenmeleri oluyor, e olur o kadar :)

Boyle boyle duzene girecek her sey, biz de kronik siskoluktan kurtulacagiz elbet :) Tek is sevgiliyi spora alistirmakta, onu da yaptik mi olay tamamdir :)

Bu arada ne zaman sisko desem aklima Hurriyet'in "Prense dobisko dediler" haberi geliyor :) Ingiltere'nin yeni veliahti Prince George icin medyada "chubby" tanimi kullanilmisti, ondan :)))

Dobis, mutlu ve saglikli gunler olsun :)

Saturday 19 April 2014

Neredesin Firuze?!

Evet, buradayim! Pek uzun bir aradan sonra tekrar blog postlarina basliyorum. "Yasasinnnnn" cigliklari duyar gibiyim, heh heh :)

Bu "pek uzun" aranin tabi ki belirli nedenleri vardi - her zaman her seye bir bahanem vardir! Elektrikler kesildi, odevimi kopek yedi geyigine girmeyecegim ama bir isteksizlik vardi; butun gunu bilgisayar basinda gecirip sonrasinda daha da fazla bilgisayar gormeme isteksizligi.

O arada neler oldu neler sevgili gunluk! Bu kiz buyudu, evlendi, baska diyarlara tasindi. Prenses M'nin kardesi Prenses D dogdu, ve bu kizin Londra'dan ayrilmasi dogal haliyle biraz zor oldu. Ama hayat beklemiyor, sevgili hic beklemiyor :) N'apalim, atladik geldik, yeni bir maceraya atildik, bir sure Karayipler'deyiz!

Sevgiliyle yasam genel olarak mutlu, huzurlu ve komik! Demin uyku sersemi gelmis, bloggerla ugrastigimi gorunce "isim buldun mu, isim? Bence 'beyimin prensesi' koy, cok guzel oldu bence" diyor :) Neyse ki kendisi blog isinde degil :)))

Neyse, saatler sabah 5i gosterirken sanirim artik yatma vakti geldi. Gecenin cogunu abuk subuk blogger ayarlariyla ugrasarak gecirdim. Dogru duzgun postlar adam akilli kafamin yerinde oldugu zamanlara kalsin.

Dedigim gibi iste, ben buradayim, siz neredesiniz?